YAŞLI bir kadın, tozlu bir yolda yürüyordu. oldukça yasliydi fakat, yüzünde taze bir genç kizin gülümsemesi vardı.
yerde kivrilmis yatan bir sey gördü... ne oldugunu pek anlayamamisti.
tozlu yolda yatan seyin bir formu yoktu, birinin üzerine örtülmüs gri bir battaniyeyi andiriyordu.
egildi ve sordu:
''kimsin sen?''
iki ölgün göz yorgunca yüzüne bakti. ''ben??... ben hüzünüm'' diye bir ses geldi... zor duyuluyordu.
''ah, hüzün, dedi sevincle, kadin, sanki eski bir tanidiga rastlamis gibi.
''beni taniyormusun??'' diye sordu hüzün, sasirmisti.
''elbette taniyorum seni...
''ama...., dedi, saskinlikla..neden benden kacmiyorsun, korkmuyormusun?
''neden kacacakmisim, canim...sende bilirsin, kim kacarsa ona yetisecegini...ama, sana birsey sormak istiyorum:neden böyle cesaretsiz görünüyorsun??''
''ben, cok üzgünüm dedi, yerdeki gri varlik, sesinde kirgin bir ton vardi.
yasli kadin, yanina oturdu...
''demek üzgünsün, istersen anlat, seni neyin bu kadar üzdügünü..
hüzün derin bir nefes aldi. onu gercekten dinlemek isteyen biri mi vardi, inanamiyordu...
derin bir nefes alip verdi. ne kadar da arzu ederdi hep onu birinin dinlemesini.
''ah, dedi...duraksayarak,
''biliyormusun..beni kimse sevmiyor..oysa, benim görevim bu...insanlarin arasina karismak ve onlarla olmak...ama ben yanlarina gelince, korkuyorlar ve benden kaciyorlar...
yutkundu....kendilerine cümleler icat etmisler, beni kacirtmak icin., hayat güzeldir, yasamaya deger, cart curt...sahte gülüsleri zamanla midelerinde krampa yol aciyor, nefes alamiyorlar. yasasin, beni güclü kilan ne varsa, diyorlar.. kalpleri daraliyor, kendimi koyvermemeliyim, diyorlar ve sirtlarina, omuzlarina agrilar giriyor.
sadece zayiflar aglar, diyorlar... biriken gözyaslari nerdeyse kafalarindan fiskiracak. ya da kendilerini ickiyle ve haplarla uyusturuyorlar, beni hissetmemek icin.
''ah, evet dedi, yasli kadin...öyle insanlara cok rastladim.
hüzün, derin bir nefes alip, verdi...
''oysa ben, insanlara sadece yardim etmek istiyorum. yanlarina iyice yaklasabilsem, o zaman kendilerinle karsilasabilirler.
ben onlara yaralarini iyilestirebilmek icin, kendilerine bir siginak yapmalarina yardimci olabilirim. cünkü hüzünlü olan daha hassas olur. bazi acilar, eski bir yara gibi kanamaya baslar. kim hüzünlenmeye müsaade ederse yaralari iyilesebilir.
ama, insanlar onlara yardimci olmami istemiyorlar. yaralarinin üzerini renkli bir kahkaha ile örtüyorlar, ya da kalin bir hayalkirikligi perdesi sariyor cevrelerini.
birden sustu...önce ufak hickiriklarla sonra sarsilarak aglamaya basladi.
kücük ve yasli kadin, sefkatle onu kollarina aldi. ne kadarda yumusak ve sicakti. onu oksadi ve,
''agla hüzün, dedi... tekrar kendine gelmelisin..artik bende seninle gelecegim...cesaretsizlik daha fazla güc kazanmamali.
hüzün birden sustu, ve kadina bakti...söyledigine sasirmis görünüyordu..
''sen kimsin, neden benimle gelmek istiyorsun?? '''
yasli kadin, ben, dedi...gülerek...yüzündeki gülümsemeyle yine taze bir genc kiza benzemisti...
''ben, umudum...'''
alıntı
umutlarımızın hiç tükenmemesi dileği ile...