Türü:Nalburun yarasa_ fakat büyük nalburun veya Küçük nalburun yarasamı tam bilmiyorum.
Bizim yöremizin Konya/Hadim/Bozkır yörelerindeki yarasalar (Korualan kasabası)magaralarındaki yarasalar üzerine yazılan yazı.Bizim fotoğrafını çektiğimiz yarasalarla aşağıda yazılanların arasında ne kadar bağ var bilemem ama bizim doğamızda yaşayan yarasaların şimdiye kadar bir,inek, at,katır veya bir hayvan kanı insan kanı emerken görüldüğü duyulmamıştır ama dikkat edilirse hafif akşam karanlığında yada ay ışığında sokak lambaları ışığında çok sinek ve böcek avladıkları görülür. Elle dokunduğun zaman yumuşak ezilecek ölecek diye korkuyorsun ama o küçüklüğüne bakmadan dikkatsız olursan ısırıverir.
Tipik özellikleri=kanatları tıpkı bir şemsiyeyi andır ama daha yumuşak dokuludur ve gövde kısmı çok ince yumuşak kadife tülüdür.dişleri ince elmas gibidir keskin ve parlaktır.beş tırnaklıdır,iki kanat ucu büküldüğü yerde bükülünce tam kafa hizasına gelecek yerde tırnaklı birer parmağı vardır(yada tırnak) kanatlarındaki çıta kemiğinde üç eklem vardır kanatlarını küçültüp büyüte bilir eklem arasındaki kanat bezlerinde desimetrik küçük kareler olup karelerin içinde büyüteçle bakıldığı zaman yine küçük çizgiler vardır bu kare ve çizgiler esnek olup kanatların canlı kalması için bu çizgilerden kan ve sıvı akımı sağlamaktadır. alt dudağı çif görünümlü üst dudağının ise çok zarif bir yapısı vardır üst dudağı bitiminde küçük burun delikleri açılıp kapana bilir şekilde etrafı hafif şişkin görünümde kabargıç vardır ne işe yaradığını bilmiyorum baş kısmının üzerinde bir et yelesi vardır.küçük kulakları ve kulak içinde göz bebekleri olan bu canlı uçuşlardaki başarısını akşam karanlığında hep beraber görmekteyiz.Hasan Sayın
KAYNAK Hayvanlar Alemi Hayvanlar Alemi
Yarasalar insanlardan uzaklarda, genellikle mağara kovuklarında yaşar ve geceleri zifiri karanlıkta ortaya çıkarlar. Yarasalar tabiatın harikulade yaratıklarından biridir. İnanılmaz özelliklere ve örnek bir toplumsal dayanışmaya sahiptirler.Dünyada 900 değişik yarasa cinsi olduğu biliniyor. Kan ile beslenmeleri insanların gözünde onlarıvampir ile özdeşleştirmiş, hep korkulan bir hayvan olmuşlardır. Halbuki yarasaların çoğu kan ile beslenmez. Zararlıböcekleri yiyerek insanlığa faydaları dokunur. Sadece bir yarasa bir saat içinde 300 böcek yiyebilir. Muz, avakodo gibi ticari değeri yüksek ağaçların çoğalmalarıiçin polenlerinin taşınmasında en önemli rolü yarasalar oynar.
Yarasalar yönlerini bulmak ve beslenmek için çok yüksek titreşimli ses dalgalarıyayarlar. Bu ses dalgalarının frekanslar 20 binin üzerinde, yani ultrasonik oldukları için insanlar bunları duyamaz. Bu ultrasonik sesler yerdeki avdan yansıyarak yarasaya geri gelir. İşitme sistemi ile bu geri gelen sesi algılayan yarasa avının bulunduğu yeri kesinlikle saptar. Hatta devamlı gönderdiği ses dalgaları sayesinde onun hareketini de izleyebilir. Yarasaların bazılarının bir çeşit sonar olan bu sistemi o kadar gelişmiştir ki, dişilerini arayan erkek kurbağaların seslerinden büyüklüklerini ve iyi bir av olup olmadıklarını anında saptayabilirler.
Yarasalar gece ava çıkmak için, ay varsa onun kayboluşunu, yani tam karanlığı beklerler. Sıcak kanlı memeli hayvanların kanları le beslenen yarasalar genellikle atları sığırlara tercih ederler. Salgısında bulunan pıhtılaşmayı önleyici bir madde 20-30 dakika kanın sürekli akmasını sağlar ve beslenme gerçekleşir. Bir kez kanını emdikleri hayvanla karşılaşırlarsa diğerlerini bırakıp yine ona saldırırlar.
Vampir yarasalar = arka arkaya iki gece kan içmedikleri takdirde ölürler. Her gece vücut ağırlığının en az yarısıkadar kan içmek zorundadırlar. Doğumdan sonra anne, emzirmenin yanında yavruya takviye olarak, kusarak kan da verir. Bu yetersiz kalırsa bir başkasıyardımcıolur. Hatta yetişkin yarasaların, ölmek üzere olan bir başkasına ağızdan kan verip onu kurtardıkları görülmüştür. Toplumsal dayanışmanın bu kadar güçlü olduğu az canlı topluluğu vardır.